24 Temmuz 2011 Pazar

Saydırmalar 1

Erkeklerin birden fazla kızı aynı anda "tanıma" ayaklarını anlamıyorum. Kandırmaya çalıştıkları kızlardan çok kendileri olduğunun farkındalar mı acaba? Açık ve seçik diyebilirler mi "Ben seni tanımak falan istemiyorum, seninle yatmak istiyorum"? Elbette hayır. Dolayısıyla adına "tanıma" derler patetik durumlarına. Yazık! Cesaretten yoksun ikiyüzlü pislikler!

17 Temmuz 2011 Pazar

Figüran Hayatım

Çok şaşkınım, hem de çok. Neler oluyor da ben şaşkınlıkla izliyorum. Sonunu hem merak ediyorum, hem de hiç sonu gelmesin istiyorum. Korkuyorum sonunun yine bilindik düşük bütçeli filmler gibi bitmesinden. Bu sefer şaşırt beni 21. yüzyıl Yeşilçam'ı. Figüran olsam da bu yapımın içinde olmak heyecan verici. Ne dedim ben ya! İçime ucuz figüran kaçmış.

2 Haziran 2011 Perşembe

Yıllar sonra hep aynı, yine aynı

Yok yok üstünden yıllar geçsin, hala aynı. Artık buraya yazmaya bile gerek duymuyorum lanetli hayatımı. Yok artık dedirtiyor sayın seyirciler. Bu kadarı da olmaz, şakası bile komik değil.

Hayatımınzdan geçip giden insanlardan biri bigün bişi demişti, gülmüştük. "Kısmetiniz bir yerde sıkışmış, kalmıştır" diye bir tespitte bulunmuştu. Şakaydı, o zaman kahkahalarla gülmüştük. Şimdi! Gülemiyorum, şakası bile sinirlerimi geriyor.

Hayır böyle salak bi şeyin hayatımızı nasıl da yönlendiriyor. Nasıl da hayatımızın odak noktası haline geliyor, oysa ki neler oluyor hayatta. İnsanlar ölüyor, daha ötesi var mı hem de bir hiç uğruna. Tutmuş ben de ne kadar kısmetsizim, ne kadar şanssızım bir sevgilim bile yok diye ergen tribinde dolaşıyorum ortalıkta.

Fakat bunu bilmek, bunun sonuna kadar farkında olmak içimdeki boşluğu doldurmuyor ki. İşte bu yüzden daha da kızıyorum, daha da az gülmeye başlıyorum bu kronikleşmiş duygu boşluğuna.

Ne kadar önemli olabilir ki? Bilmiyorum.
Ne kadar mutlu olabilirim ki? Bilmiyorum.
Ne kadar gerekli olabilir ki? Bilmiyorum.
Ne kadar takıntılı olabilirim ki? Bilmiyorum.

Allah kahretsin, duygularım hakkında hiçbir şey bilmiyorum, farkındalıklarım yetiyor, bir de duygularımla uğraşmak istemiyorum. Ama bu o boşlukları asla doldurmuyor, doldurmayacak da. Boş bir insan olma ihtimalim giderek artıyor. Duygu yoksunu.